Yaşamımız boyunca bize değişmez diye anlatılan faydalı ve zararlı bir sürü şey öğrendik. Önce yumurta, tereyağı yemeyin kalp rahatsızlığı oluşur dendi, sonra kolesterolün tüm bedenimize faydası açıklandı ve yiyin dendi. Misafirliğe gittiğimizde çayın yanında ağrı kesici iyi ağırlanma olarak kabul gördü. İlaç yazmayan doktor linç edildi, bir ilaç bile yazmadı dendi. 'sola dosis facit venenum' zehiri zehir yapan dozudur. Peki bu standarda bindirilebilir mi, yoksa her birey genleriyle, yaşadığı çevreyle, edindiği alışkanlıklarıyla farklı ve özel midir? Biz hastalık değil, hastalık belirtileri gösteren birey gözüyle danışanlarımıza bakıp, neden bu şikayetin oluştuğunu yaşam alanında birlikte bulup kökten çözüm arayışındayız. Kişiye yarayan ve yaramayan besinler, ilaçlar, yaşamsal tüm fonksiyonları kişi üzerinde test edip ona göre bir dengeli yaşam çizelgesi oluşturuyoruz. Zahmetli belki ama bireyin tüm toplumsal, ruhsal, fiziksel ve zihinsel sağlık sürecinin sorumluluğunu alacağı, kendi rahatsızlıkları oluştuğunda çözümünü nasıl arayacağı konusunda bilgi sahibi olacağı eğlenceli bir eğitim programı başlatıyoruz. Hasta olmak kader değildir, öğretidir. Ruhumuza, bedenimize yaramayan bir şeyler olduğunu fark etmenizi sağlayan uyarılardır. Gelin birlikte bu uyarılara göz atalım ve onların misafirliğini sonlandırıp uğurlayalım.
